Halı Nedir ve Türleri

Halı;

atkılarının atılmasından sonra (arka iplikleri) üzerine desene göre istenilen hav yüksekliğinde iplerin geçirilerek düğümlenmesi ile yapılan ev içinde ve genellikle yer örtüsü olarak kullanılan eşyadır. Bazı evlerde de duvarda görülür.
Halının kökü Anadolu Selçuklu Devletinden gelmiştir.
Kilimle halı bir birinden farklıdır: Kilim ince bir halı tipidir. Dünyada bilinen ilk halılar Orta Asya’da Türkler tarafından dokunmuştur. Bu halıların günümüze kadar ulaşabilmiş en eski örneğinin MÖ 6-5. yüzyıllarda yapılmış olduğu ve halen Leningrad Müzesi’nde saklandığı bilinmektedir.[1] Bu halı Pazırık Halısı olarak bilinmektedir.
Halı insanların rahat ve sıcak bir zemin arayışı sonucu ortaya çıkan ve ev dekorasyonunda önemli bir yer tutan bir malzemedir. Tarihi ise insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar önce sıcak bir zemin yaratmak amacıyla hayvan postlarını kullanıyorlardı.
İhtiyaçları arttıkça, ihtiyaçlarına uygun post bulamadıkları için, post taklidi yaygılar ürettiler. Zamanla sevdiklerini de desenleştirerek, bugünkü halının kaba örneklerine ulaştılar. Kısaca halı insanoğlunun doğaya karşı ve doğayı kendine uydurma mücadelesinin ilk ürünlerindendir.
Günümüze kadar gelen halı, yaşantımıza ekonomik, sosyal ve kültürel olarak önemli bir yer tutar. Gerek Türklerdeki, gerekse doğu ülkelerindeki ev dekorasyonundaki başlıca unsur halı ve kilimdir.
Günümüzde modern teknolojinin sınırsız avantajlarını kullanan halı sektörü kendini sürekli yenilemektedir. Her yıl yeni trendlerin, kalitelerin ortaya çıktığı halı sektörü yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya devam etmektedir.
Yağcıbedir Halıları,
Balıkesir’in Sındırgı ve Bigadiç köylerinde yörükler tarafından dokunan ve dokuyan insanların yaşamlarını halılarına aktardığı bir halı türüdür. Üç çeşidi vardır:
-Karagöz
-Heybesulu
-Yedielli
Yağcıbedir Halılarında 4 ana renk (Al, nariç, ak, ve gök) hakim renktir. Kök boyası ile boyanan iplerin renkleri halılar kullanıldıkça parlar.
Dünyada Türk düğümü olarak bilinen Gördes tekniği ile ilmeklenir. 1 dm²’sinde 1400-1600 düğüm, 1 cm’sinde de 30-35 ilmek bulunur. Bu yüzden halıların ömrü 150-200 yıldır. Dokunan motiflerin tamamının bir anlamı vardır.
Yağcıbedir olarak tanınan oymak Balıkesir ve Bergama çevresinde 24 köyde yerleşmiştir. Bir zamanlar orduya yay imal etmelerinden dolayı yaycıbedir olarak tanınan bölge zamanla değişerek yağcıbedir’e değişmiştir. Bergama’nın batısında Geyik dağının eteklerindeki Mazılı, Çağlan, Kıroba, Kocaoba Samanlık gibi köylerde; halı, kilim, heybe, torba, çuval ve çul dokunmaktadır.
Yağcıbedir halılarının eskileri ve iyileri zarif ve güzeldir. Yüz cm² de 800-1000 düğüm vardır. Renk olarak mavi, fes rengi güvez ve koyu kırmızı kullanılmaktadır. Bu renkleri uzun süre muhafaza ederler. Ekseriyetle 80*120 cm ebatlarındadır.
Yaklaşık 80 90 yıl öncesine kadar Bergama çevresi yağcıbedir dokumalarında kullanılan ilmek ipi renklerini Osman Bayatlı şu şekilde derlemiş bulunmaktadır.
Meşe kabuğu : Kahverengi ve siyah boyar
Palamut tırnağı : Siyah boyar
Nar kabuğu : Kahverengi ve siyah boyar
Ceviz kabuğu : Kahverengi boyar
Kök boya : Vişne rengi boyar
Çömlek boya (çivit) : Lacivert boyar
Asma yaprağı : Tazesi filizi, kartı sarı boyar
Bu boyaları sabitlemek için şap, tuz ve yoğurt suyunda paslandırılmış demirden faydalanılı. Yine sabitlemek için 3 gün süre ile gübreli toprak suyunda bekletmek te kullanılır.
Acem halısı,
İran halısına verilen addır.
Düğüm tarzları da Türkiye’de dokunan halılardan farklıdır. Acem düğümü veya İran düğümü denilen dokuma tarzı Gördes düğümü veya Türk düğümü şeklinde anılan dokuma tarzından daha gevşek olup, kalite ve dayanıklılık açısından daha zayıftır.
Manisa’nın Demirci ilçesinde halıcılık yüzyıllardan beri faal bir geçim kaynağıdır. Orta Asya ‘dan Türkler tarafından Anadolu’ya getirilen halıcılık, Selçuklular tarafından daha da iyileştirilerek Anadolu’nun her tarafına iletilmiş ve bu arada Demirci’ye getirilmiştir.
Demirci Halıları
Osmanlı imparatorluğu zamanında hükümdarlıkça Demirci’ye gönderilen malzeme ve desenler Demirci’de dokunulmuş olup saraylarda kullanılmıştır. 1990’lı yıllarda Demirci de önemli bir yapısal değişime uğramıştır. Makina halıcılığı alanında büyük yatırım ve tesisler kurulmuştur. Fakat Demirci tesislerini geliştirememesi ve piyasaya ayak uyduramaması sonucu piyasadaki pazarını büyük bir kısmını kaybetmiştir. Demirci makina halıcılığında kaybettiği bu pazarı duvardan duvara ve cami halıcılığı ile piyasaya geri dönmüştür. Cami halısında Türkiye’de ve yurt dışında pazarın büyük kısmını ele geçirmiştir.
Gördes halısı,
Manisa (il)’inin Gördes ilçesi yöresine özgü özellikler taşıyan halı türüne denir. Figür ve motifleri geçmişin izlerini yaşatmaktadır.
Anadolu Türk halılarının düğüm tekniğine isim veren Gördes halıcılığı 17. yüzyıl’dan itibaren yayılmaya başlamış ve Gördes Batı Anadolu’nun önemli halı merkezlerinden biri haline gelmiştir.Hiçbir ustasının adı belli değildir.Çevresini,doğayı,duygu ve hayellerini ilmek ilmek,iplikleredolayan o genç kızların,kadınların adları,sanları asla bilinmez.Bilinen sadece yöresinin adıdır
Gördes düğümünde, halının tüylü kısmı eskise bile bağlantı yapan kısmı asırlarca kilim gibi kullanılır, desenini kaybetmez. 10 cm2’de 3600 düğüm ile çok ince ve sanatkârane bir işçilik gösterir. Malzeme ise eski Gördes halılarının değerini arttıran en önemli unsurdur. Tamamen koyun tüyü olan yapağıdan, el ile iğrilerek yapılır. Halıların ayrı bir özelliği de kullanılan renklerin doğada yetişen bitkilerin köklerinden elde edilmesidir.
Tarihi Gördes halılarını İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Sultanahmet Camii, Konya Mevlana Müzesi’nde görmek mümkündür.
Gördes halılarında kullanılan kök boyalar[değiştir | kaynağı değiştir]
Gördes halılarında kullanılan kök boyası çeşitli bitkilerden elde edilmektedir. Bu bitkilerin başlıcaları; soğan kabuğundan koyu sarı renk; ceviz kabuğundan koyu kahverengi, krem ve bej renkleri; boya kökünden koyu kırmızı, açık kırmızı, şeker rengi ve tarçın rengi; somak’tan kirli sarı; sarıkızotu’ndan tarçın rengi; sarıkızotu-indigo Hindistan’da yetişen bir bitkidir) karşımından yeşil renk; palamut’tan kızıl devetüyü, açık devetüyü ve gri renkler; mazı’dan koyu sarı; kızılçam kabuğundan sarı, kızıllı sarı, tarçın sarısı; adaçayı’ndan fildişi rengi ve bej rengi elde edilir. Sarımtırak tonlar veren basama otu ise genellikle renk karışımlarında kullanılır.
Bu boyaları elde etmek için, boya bitkileri bir gün önceden boyama kazanındaki suya bırakılıp, erimeleri sağlanır. Yünler ise;iyice ıslatılmış ve sıkılmış olarak boyaya atılır. 80 ve 90 derecede kaynatılır. Boya işlemi biten yünler, sabunlu ılık su ile yıkanıp gölgede kurutulur ve halıda kullanılmak üzere hazır hale getirilir.
Demirci makine halıcılığındaki tıkanmayı kaliteli el halıcılığıyla aşma yolunu seçmiştir. 21.000 el halısı tezgahı ile iç ve dış piyasada söz sahibidir. Halıcılık Demirci’de atadan gelen meslek olması sebebiyle piyasa şartlarını ve piyasa modellerine çok çabuk adapte olabilmektedir.21.000 tezgahta piyasanın istediği renk desen ve kalitede halı üretimi mümkündür. Antik, Milas, Yörük, Kars, Yağcıbedir, Azeri, Nepal tipi el halılarının tüketiciye ulaşacağı en kısa yol Demirci’dir.
Milas halısı,
Milas yöresine özgü özellikler taşıyan halı türü. Milas halılarında hakim renk genellikle, kahverenginin tonlarıdır. [1] Ayrıca Milas halılarını tanımlayan çok sayıda farklı halılar vardır. Bunlar stil, renk ve diğer karakteristik özellliklerine bağlı olarak Ada Milas, Patlıcanlı, Cıngıllı Cafer, Gemisuyu, Elikoynunda adları altındadır.
Kafkas halısı,
Kafkas halısı ince bir halı tipidir.
Diğer halılardan çok daha kısa bir süre içinde ve çok daha ucuz üretilir. Eski Türkçede “seccade” anlamına gelir. Anadolu’da yün kilimler elde dokunur. Dünyanın en eski kiliminin MÖ 5. yüzyıla ait Türk kilimi olduğu saptanmıştır.[kaynak belirtilmeli] Dağıstan, Şirvan, Kazakistan ve Kuba dokumaları Kafkas halılarının önde gelen örnekleri arasında sayılabilir.
Türk Halıları,
Türk Halıları ve kilimleri, elde dokunan veya düz dokunan olarak (Kilim, Soumak, Cicim, Zili), dünyada en çok bilinen ve en eski el sanat ürünleri arasında yer almaktadır.[1] Tarihsel olarak: Orta Asya’daki dini, kültürel, çevresel, sosyopolitik ve sosyoekonomik şartlar Orta Asya’da ve Türkiye’de birçok topluluklar ve etnik gruplar içinde yaygın yararlı ihtiyaçlar ve sanatsal ilham meydana getirdi.[2] Terim bugünkü modern Türkiye’nin alanını kapsamakla birlikte ayrıca özellikle Anadolu’nun doğusunda yaşayan Türk halkları’nı da kapsamaktadır.
Eli belinde,
Eli belinde ya da elibelinde, kilim ve halılarda kullanılan dişi figürdür.[1][2] Annelik, doğurganlık ve verimlilik sembolüdür.[3] Gelin kız ve Çocuklu kız, Ana kız gibi isimlerle de anılır. Pek çok yörede kullanılır. Anadolu halı ve düz dokuma yaygılarında insan figürü pek görünmez. Daha çok elibelinde diye anılan süslemeler insan figürüne benzetilir. Bu motif, kadını, doğurganlığı ve bereketi sembolize ettiği için kaba çuvallar üzerine sıralar halinde dokunması halinde Allah’ın bereketi arttıracağına işaret edilmiştir. Ayrıca kadının sinirli halini de gösterebilmektedir.
Büyük göçebe Türk halklarının geleneklerinden ortaya çıksa da, Türk halısı, Acem halısı gibi, ortaçağ Selçuk döneminde çok yönlü bir şehirsel görünüm alarak, büyük atölyelerde saraylara verilmek ve ihraç etmek amacıyla üretilmeye başlandı. Erken Osmanlı İmparatorluğu döneminde birçok tasarım türünde olgunluk dönemine ulaştı ve bugünkü çoğu modern üretim, özellikle ihraç etmek amacıyla, o dönemin tarzına uygundur. Türk (ayrıca Anadolu olarak ta biliniyor) halı ve kilimleri Anadolu’nun birçok yöresinde farklı ve kendine özgü türlerde üretilmektedir. Bu türler arasında önemli farklılaştırıcı özellikler : kullanılan materyal, imalat yöntemi, kalıplar ve motif, coğrafya, kültürel kimlik ve kullanılış amacıdır.

tr.wikipedia.org

Bir yanıt yazın

SİPARİŞ